FSEK Kapsamında Eser Mahiyetinde Olmayan Hakların Korumasının Genişletilmesine Dair Bir Öneri ve Konuyla İlişkili Olarak Netflix Şirketine Karşı Açılan Baby Reindeer Davasının İncelenmesi
Av. İsmail Murat KABAN
Hacettepe Üniversitesi Bilişim Hukuku Yüksek Lisans Mezunu
Kaban Hukuk ve Danışmanlık,
Türk Patent ve Marka Kurumu Marka Vekili Ankara, Türkiye, av.muratkaban@gmail.com
ORCID: orcid.org/0009-0003-9406-3335
ÖZ
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı altıncı bölümünde, eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portrelerin tasvir edilen kişinin muvafakati olmadan teşhir edilmesi veya diğer şekillerde umuma arz edilmesi yasaklanmıştır. Kişinin mektuplarıyla ilgili olarak da benzer hükümler yer almaktadır. Aynı zamanda bu hükümlerin ihlali durumunda Borçlar Kanunu madde 49 hükümleri ve koşulları varsa, TCK 134, 139 ve 140 hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Resim, fotoğraf ve mektupların yayımının caiz olduğu durumlarda ise TMK 24 hükümleri saklıdır.
Kişinin eser mahiyetinde olmayan haklarına dair yukarıda bahsedilen çeşitli koruma hükümleri olmasına karşın, sinema endüstrisi devasa boyutlarda büyümüş ve eriştiği insan sayısı yüz milyonlara ulaşmıştır. Film ve dizi yapım şirketlerinin büyük gücü karşısında bireylerin kişilik haklarının çok boyutlu korunması önem arz etmektedir. Kişiyi tanımlanabilir kılan her türlü verinin günümüz hukuk sistemlerinde kişisel veri olarak nitelendirilmesi durumu göz önünde bulundurulduğunda, bir kişinin fotoğrafı, portresi, mektuplarının yanı sıra onu belirlenebilir kılan, kişisel hususiyet taşıyan özelliklerinin ve benzerliklerinin de eserlerde kullanılması ve bunlardan izinsiz ticari kazanç elde edilmesi durumunda FSEK hükümlerinin uygulanabilmesi değerlendirilebilir hale gelmektedir.
Dünyaca ünlü Netflix dizi ve film platformu bünyesinde yayımlanan ve 2024 yılında 50 milyondan fazla kişi tarafından izlenen Baby Reindeer dizisinde yer alan başrol kadın karakterin kendisinden esinlenerek oluşturulduğunu öne süren Fiona Harvey, 06.06.2024 tarihinde Netflix’e dava açmıştır. Netflix tarafından gerçek bir hikayeden uyarlandığı iddia edilen bu yapımda, kendisinin işlemediği suçlarla itham edildiğini, kişilik haklarına saldırıldığını, tanıtım hakkının (right of publicity) ihlal edildiğini ve Netflix şirketinin tüm bunlar üzerinden haksız kazanç elde ettiğini iddia eden Harvey, açtığı davada 170 milyon dolar tazminat talep etmiştir.
Bu çalışmada, yukarıda bahsedilen dava dosyası incelenecektir. İnceleme yapılırken özellikle yukarıda bahsedilen tanıtım hakkı üzerinde durulacaktır. Davalının yerleşim yeri sebebiyle uygulama alanı bulan California Civil Code §3344 hükümleri kapsamında, bir kişinin adının, sesinin, imajının veya diğer tanınabilir kişisel özelliklerinin ticari amaçlarla kullanılması için o kişiden yazılı izin alınması zorunlu kılınmıştır. Eğer bu izinsiz kullanım gerçekleşirse, kişi dava açarak tazminat talep edebilir. Yasanın geniş kapsamda düzenlenen §3344 hükmü incelendiğinde, kişinin imzası, adı, resmi, sesi dışında “benzerliği (likeness)” de koruma altına alınmıştır. Bu benzerlik, kişiyi tanımlanabilir kılan, kamu önünde ortaya koyan bir benzerliktir. Böyle bir benzerliğin Medeni Kanun’un kişiliğin korunması hükümlerinin dışında FSEK kapsamında korunmasının değerlendirilmesi, bu çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır.
Netflix Baby Reindeer Davası - Kişinin Tanıtım Hakkının (Right Of Publicity) İhlali
Davanın Özeti:
Dünyaca ünlü Netflix dizi ve film platformu bünyesinde yayımlanan ve 2024 yılında 50 milyondan fazla kişi tarafından izlenen Baby Reindeer dizisinde yer alan başrol kadın karakterin kendisinden esinlenerek oluşturulduğunu öne süren Fiona Harvey, 06.06.2024 tarihinde Netflix şirketine dava açmıştır. Şirket ise, dizinin yaratıcısı ve yıldızı ve diğer başrol oyuncusu olan İskoç komedyen Richard Gadd'in "hikayesini anlatma hakkını" savunacağını ifade etmiştir. Dizinin ilk bölümünde "bu bir gerçek hikaye" ifadesi yer almaktadır. Ayrıca ABD Parlamentosundaki Kültür, Medya ve Spor Komitesi önünde ifade veren Netflix yöneticisi Benjamin King, dizinin "yazar ve başrol oyuncusu Richard Gadd'in bir mahkum tarafından maruz kaldığı korkunç tacizin açıkça gerçek bir hikayesi" olduğunu ifade etmiştir. Davacı Fiona Harvey ise davasında, Netflix'in "Gadd'in hikayesinin doğru olup olmadığını doğrulamak için gerçekten hiçbir şey yapmadığını" iddia etmektedir. Harvey ayrıca dizinin yaratıcısını cinsel taciz ettiği iddiasını da reddetmektedir ve mahkeme belgelerine göre Netflix'in “bu yalanları anlattığını ve durmadığını, çünkü bu yalanların gerçeğe göre daha iyi bir hikaye olduğunu ve daha iyi hikayelerin para kazandırdığını” ileri sürmüştür. Harvey, dizinin arkasındaki ilham kaynağı olarak kendisini kamuoyuna tanıtmıştır ancak takipçi (stalker) olduğu iddialarını ve Gadd'e 41.000 e-posta, yüzlerce sesli mesaj ve 106 mektup gönderdiği iddialarını reddetmiştir. Piers Morgan ile yaptığı son röportajda Harvey, "Ona bir şey gönderdiğimi sanmıyorum. Belki birkaç e-posta, şaka yollu laf atma olabilir ama hepsi bu," beyanlarında bulunmuştur. Netflix'i davalı olarak adlandıran dava dilekçesinde "Harvey, en az 50 milyon dolar maddi tazminat, "zihinsel ıstırap, yaşam zevki kaybı ve iş kaybı" için en az 50 milyon dolar manevi tazminat, "Baby Reindeer'den elde edilen tüm kazanç" için en az 50 milyon dolar ve 20 milyon dolar cezai tazminat talep etmiştir. Davacının davasında karşı tarafı itham ettiği hukuki sebepler İftira, kasıtlı olarak duygusal sıkıntıya sebep olmak, ağır ihmal ve California Common Law aynı zamanda California Civil Code 3344 kapsamında tanıtım hakkının (Right of Publicty) ihlal edildiğidir.
Right of Publicity
Bu yazının konusunu oluşturan Right of Publicty benzeri bir hukuki müessesenin türk hukukunda uygulanabilirliğinin değerlendirilebilirliğini incelemek maksadıyla California Civil Code 3344’de tesbit olunan hükümlere özetle aşağıda yer verilmiştir:
Başkasının adını, sesini, imzasını, fotoğrafını veya benzerliği, herhangi bir şekilde, ürün, mal veya malların üzerinde veya içinde veya reklam veya satış amacıyla veya ürün, mal, mal veya hizmetlerin satın alınmasını teşvik etmek amacıyla, söz konusu kişinin önceden izni olmaksızın… kullanan herhangi bir kişi, bundan dolayı zarar gören kişi veya kişilerin uğradığı zararlardan sorumlu olacaktır. Ayrıca, bu bölüm uyarınca açılan herhangi bir davada, bölümü ihlal eden kişi, zarar gören tarafa veya taraflara, yedi yüz elli dolar (750 $) veya kendisinin yetkisiz kullanım sonucu uğradığı gerçek zararlar ile yetkisiz kullanımdan elde edilen ve gerçek zararların hesaplanmasında hesaba katılmayan, kullanıma atfedilebilen herhangi bir kârdan hangisi daha büyükse ona eşit bir miktarda sorumlu olacaktır. Bu tür karları belirlerken, zarar gören taraf veya tarafların yalnızca bu tür kullanıma atfedilebilen brüt gelirin kanıtını sunması gerekir ve bu bölümü ihlal eden kişinin düşülebilir masraflarını kanıtlam**ası gerekir. Zarar gören tarafa veya taraflara cezai tazminat da verilebilir.
Görüldüğü üzere Amerikan hukukunda "Right of Publicity" (Tanınma hakkı- Kamuoyuna Açıklık Hakkı) olarak bilinen hak, bir kişinin adını, imajını, sesini veya diğer tanınabilir özelliklerini ticari amaçlarla kullanma hakkını ifade eder. Bu hak, özellikle ünlü kişiler için önemlidir çünkü bu kişiler, ticari değeri olan bir kimliğe sahiptirler.
"Violation of Right of Publicity" (Kamuoyuna Açıklık / Tanınma Hakkının İhlali) ise, bir kişinin izni olmadan bu hakların ticari amaçlarla kullanılması anlamına gelir. Örneğin, bir kişinin fotoğrafını, adını veya sesini reklam kampanyalarında veya diğer ticari ürünlerde izinsiz olarak kullanmak, bu hakkın ihlali olarak kabul edilir. Bu durumda, mağdur kişi dava açarak tazminat talep edebilir. Kaliforniya ve New York gibi eyaletler, Right of Publicity konusunda en geniş kapsamlı yasalara sahiptir. Kaliforniya'da bu hak, California Civil Code §3344 altında korunur. Bu yasa, özellikle ünlüler ve tanınmış kişiler için önemli olan "Right of Publicity" kavramını düzenler, ancak bu hak kapsamında koruma sadece ünlülerle sınırlı değildir. Herhangi bir kişinin, izinsiz ticari kullanımlara karşı korunma hakkı vardır. Hem ünlü kişiler hem de sıradan vatandaşlar bu yasa kapsamında korunabilir. Çalışmada konu edilen davada, davacı Fiona Harvey, aşağıda belirtilen sebeplerle tanınma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür:
- Davacı Fiona Harvey’nin dizinin erkek başrol oyuncusu Richard Gadd’ı etiketleyerek herkesçe görünen ortamda attığı tweetin neredeyse aynısı dizide yayımlanmış ve bu tweet dava dosyasına girmiştir. Bu paylaşım sebebiyle dizinin hayranları, kısa bir sürede dizede gösterilen Martha karakterinin, Fiona Harvey olduğunu tespit etmiş ve kendisine karşı pek çok saldırgan mesajlar göndermiştir.
- Hem dizide sunulan Martha karakteri hem davacı Harvey, İskoç asıllı avukattır ve hem kurgu hem gerçek karakter Richard Gadd’dan 20 yaş büyüktür. Kurgu karakter Martha davacı Harvey ile görünüş olarak çok benzerdir ve dizi karakteri Martha'nın aksanı, konuşma şekli ve temposu Harvey'inkine ayırt edilemez bir biçimde benzemektedir.
Görüldüğü üzere düzenme kapsamında, bir kişinin sadece fotoğrafının değil, sesinin, adının ve hatta benzerliğinin onun izni olmadan kullanımı, tazminat hükümlerine sebebiyet vermektedir. Kişinin yetkisiz kullanımı geçekleştirene karşı, tazminat hükümlerinin uygulanması yönünden sahip olduğu seçimlik haklar ise, düzenleniş şekli itibari ile FSEK 68 kapsamında düzenlenen seçimlik haklara benzer nitelikte olarak değerlendirilebilir.
Çalışmanın bundan sonraki bölümünde, yukarıdaki bölümde, incelenen davada, kişilik hakları ihlal edildiği iddia edilen davacının, davasının dayanak noktalarından olan Right of Publicity benzeri bir müessesenin Türk Hukukunda uygulanabilirliğinin açıklanmasına yönelik olarak, FSEK kapsamında düzenlenen ve eser mahiyetinde korumanın kapsamı dışında kalan diğer hukuki koruma türleri incelenecektir. Bu yapılırken, FSEK (83-86) Maddelerinde düzenenlenen bu eser dışı hukuki koruma yöntemlerinde, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun hangi müesseseleri seçerek, nasıl bir gruplandırma yaptığı ele alınacaktır. Özellikle 86. maddede düzenlenen, “ kişinin resim ve portlerinin muvafati olmadan umuma arzının” yaptırıma bağlandığı madde detaylı bir biçimde incelenecektir.