FSEK Kapsamında Eser Mahiyetinde Olmayan Hakların Korunması

FSEK Kapsamında Eser Mahiyetinde Olmayan Hakların Korunması

FSEK Kapsamında Eser Mahiyetinde Olmayan Hakların Korumasının Genişletilmesine Dair Bir Öneri ve Konuyla İlişkili Olarak Netflix Şirketine Karşı Açılan Baby Reindeer Davasının İncelenmesi

Av. İsmail Murat KABAN

Hacettepe Üniversitesi Bilişim Hukuku Yüksek Lisans Mezunu

Kaban Hukuk ve Danışmanlık,

Türk Patent ve Marka Kurumu Marka Vekili Ankara, Türkiye, av.muratkaban@gmail.com

ORCID: orcid.org/0009-0003-9406-3335

ÖZ

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı altıncı bölümünde, eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portrelerin tasvir edilen kişinin muvafakati olmadan teşhir edilmesi veya diğer şekillerde umuma arz edilmesi yasaklanmıştır. Kişinin mektuplarıyla ilgili olarak da benzer hükümler yer almaktadır. Aynı zamanda bu hükümlerin ihlali durumunda Borçlar Kanunu madde 49 hükümleri ve koşulları varsa, TCK 134, 139 ve 140 hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Resim, fotoğraf ve mektupların yayımının caiz olduğu durumlarda ise TMK 24 hükümleri saklıdır.

Kişinin eser mahiyetinde olmayan haklarına dair yukarıda bahsedilen çeşitli koruma hükümleri olmasına karşın, sinema endüstrisi devasa boyutlarda büyümüş ve eriştiği insan sayısı yüz milyonlara ulaşmıştır. Film ve dizi yapım şirketlerinin büyük gücü karşısında bireylerin kişilik haklarının çok boyutlu korunması önem arz etmektedir. Kişiyi tanımlanabilir kılan her türlü verinin günümüz hukuk sistemlerinde kişisel veri olarak nitelendirilmesi durumu göz önünde bulundurulduğunda, bir kişinin fotoğrafı, portresi, mektuplarının yanı sıra onu belirlenebilir kılan, kişisel hususiyet taşıyan özelliklerinin ve benzerliklerinin de eserlerde kullanılması ve bunlardan izinsiz ticari kazanç elde edilmesi durumunda FSEK hükümlerinin uygulanabilmesi değerlendirilebilir hale gelmektedir.

Dünyaca ünlü Netflix dizi ve film platformu bünyesinde yayımlanan ve 2024 yılında 50 milyondan fazla kişi tarafından izlenen Baby Reindeer dizisinde yer alan başrol kadın karakterin kendisinden esinlenerek oluşturulduğunu öne süren Fiona Harvey, 06.06.2024 tarihinde Netflix’e dava açmıştır. Netflix tarafından gerçek bir hikayeden uyarlandığı iddia edilen bu yapımda, kendisinin işlemediği suçlarla itham edildiğini, kişilik haklarına saldırıldığını, tanıtım hakkının (right of publicity) ihlal edildiğini ve Netflix şirketinin tüm bunlar üzerinden haksız kazanç elde ettiğini iddia eden Harvey, açtığı davada 170 milyon dolar tazminat talep etmiştir.

Bu çalışmada, yukarıda bahsedilen dava dosyası incelenecektir. İnceleme yapılırken özellikle yukarıda bahsedilen tanıtım hakkı üzerinde durulacaktır. Davalının yerleşim yeri sebebiyle uygulama alanı bulan California Civil Code §3344 hükümleri kapsamında, bir kişinin adının, sesinin, imajının veya diğer tanınabilir kişisel özelliklerinin ticari amaçlarla kullanılması için o kişiden yazılı izin alınması zorunlu kılınmıştır. Eğer bu izinsiz kullanım gerçekleşirse, kişi dava açarak tazminat talep edebilir. Yasanın geniş kapsamda düzenlenen §3344 hükmü incelendiğinde, kişinin imzası, adı, resmi, sesi dışında “benzerliği (likeness)” de koruma altına alınmıştır. Bu benzerlik, kişiyi tanımlanabilir kılan, kamu önünde ortaya koyan bir benzerliktir. Böyle bir benzerliğin Medeni Kanun’un kişiliğin korunması hükümlerinin dışında FSEK kapsamında korunmasının değerlendirilmesi, bu çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır.

Netflix Baby Reindeer Davası - Kişinin Tanıtım Hakkının (Right Of Publicity) İhlali

Davanın Özeti:

Dünyaca ünlü Netflix dizi ve film platformu bünyesinde yayımlanan ve 2024 yılında 50 milyondan fazla kişi tarafından izlenen Baby Reindeer dizisinde yer alan başrol kadın karakterin kendisinden esinlenerek oluşturulduğunu öne süren Fiona Harvey, 06.06.2024 tarihinde Netflix şirketine dava açmıştır. Şirket ise, dizinin yaratıcısı ve yıldızı ve diğer başrol oyuncusu olan İskoç komedyen Richard Gadd'in "hikayesini anlatma hakkını" savunacağını ifade etmiştir. Dizinin ilk bölümünde "bu bir gerçek hikaye" ifadesi yer almaktadır. Ayrıca ABD Parlamentosundaki Kültür, Medya ve Spor Komitesi önünde ifade veren Netflix yöneticisi Benjamin King, dizinin "yazar ve başrol oyuncusu Richard Gadd'in bir mahkum tarafından maruz kaldığı korkunç tacizin açıkça gerçek bir hikayesi" olduğunu ifade etmiştir. Davacı Fiona Harvey ise davasında, Netflix'in "Gadd'in hikayesinin doğru olup olmadığını doğrulamak için gerçekten hiçbir şey yapmadığını" iddia etmektedir. Harvey ayrıca dizinin yaratıcısını cinsel taciz ettiği iddiasını da reddetmektedir ve mahkeme belgelerine göre Netflix'in “bu yalanları anlattığını ve durmadığını, çünkü bu yalanların gerçeğe göre daha iyi bir hikaye olduğunu ve daha iyi hikayelerin para kazandırdığını” ileri sürmüştür. Harvey, dizinin arkasındaki ilham kaynağı olarak kendisini kamuoyuna tanıtmıştır ancak takipçi (stalker) olduğu iddialarını ve Gadd'e 41.000 e-posta, yüzlerce sesli mesaj ve 106 mektup gönderdiği iddialarını reddetmiştir. Piers Morgan ile yaptığı son röportajda Harvey, "Ona bir şey gönderdiğimi sanmıyorum. Belki birkaç e-posta, şaka yollu laf atma olabilir ama hepsi bu," beyanlarında bulunmuştur. Netflix'i davalı olarak adlandıran dava dilekçesinde "Harvey, en az 50 milyon dolar maddi tazminat, "zihinsel ıstırap, yaşam zevki kaybı ve iş kaybı" için en az 50 milyon dolar manevi tazminat, "Baby Reindeer'den elde edilen tüm kazanç" için en az 50 milyon dolar ve 20 milyon dolar cezai tazminat talep etmiştir. Davacının davasında karşı tarafı itham ettiği hukuki sebepler İftira, kasıtlı olarak duygusal sıkıntıya sebep olmak, ağır ihmal ve California Common Law aynı zamanda California Civil Code 3344 kapsamında tanıtım hakkının (Right of Publicty) ihlal edildiğidir.

Right of Publicity

Bu yazının konusunu oluşturan Right of Publicty benzeri bir hukuki müessesenin türk hukukunda uygulanabilirliğinin değerlendirilebilirliğini incelemek maksadıyla California Civil Code 3344’de tesbit olunan hükümlere özetle aşağıda yer verilmiştir:

Başkasının adını, sesini, imzasını, fotoğrafını veya benzerliği, herhangi bir şekilde, ürün, mal veya malların üzerinde veya içinde veya reklam veya satış amacıyla veya ürün, mal, mal veya hizmetlerin satın alınmasını teşvik etmek amacıyla, söz konusu kişinin önceden izni olmaksızın… kullanan herhangi bir kişi, bundan dolayı zarar gören kişi veya kişilerin uğradığı zararlardan sorumlu olacaktır. Ayrıca, bu bölüm uyarınca açılan herhangi bir davada, bölümü ihlal eden kişi, zarar gören tarafa veya taraflara, yedi yüz elli dolar (750 $) veya kendisinin yetkisiz kullanım sonucu uğradığı gerçek zararlar ile yetkisiz kullanımdan elde edilen ve gerçek zararların hesaplanmasında hesaba katılmayan, kullanıma atfedilebilen herhangi bir kârdan hangisi daha büyükse ona eşit bir miktarda sorumlu olacaktır. Bu tür karları belirlerken, zarar gören taraf veya tarafların yalnızca bu tür kullanıma atfedilebilen brüt gelirin kanıtını sunması gerekir ve bu bölümü ihlal eden kişinin düşülebilir masraflarını kanıtlam**ası gerekir. Zarar gören tarafa veya taraflara cezai tazminat da verilebilir.

Görüldüğü üzere Amerikan hukukunda "Right of Publicity" (Tanınma hakkı- Kamuoyuna Açıklık Hakkı) olarak bilinen hak, bir kişinin adını, imajını, sesini veya diğer tanınabilir özelliklerini ticari amaçlarla kullanma hakkını ifade eder. Bu hak, özellikle ünlü kişiler için önemlidir çünkü bu kişiler, ticari değeri olan bir kimliğe sahiptirler.

"Violation of Right of Publicity" (Kamuoyuna Açıklık / Tanınma Hakkının İhlali) ise, bir kişinin izni olmadan bu hakların ticari amaçlarla kullanılması anlamına gelir. Örneğin, bir kişinin fotoğrafını, adını veya sesini reklam kampanyalarında veya diğer ticari ürünlerde izinsiz olarak kullanmak, bu hakkın ihlali olarak kabul edilir. Bu durumda, mağdur kişi dava açarak tazminat talep edebilir. Kaliforniya ve New York gibi eyaletler, Right of Publicity konusunda en geniş kapsamlı yasalara sahiptir. Kaliforniya'da bu hak, California Civil Code §3344 altında korunur. Bu yasa, özellikle ünlüler ve tanınmış kişiler için önemli olan "Right of Publicity" kavramını düzenler, ancak bu hak kapsamında koruma sadece ünlülerle sınırlı değildir. Herhangi bir kişinin, izinsiz ticari kullanımlara karşı korunma hakkı vardır. Hem ünlü kişiler hem de sıradan vatandaşlar bu yasa kapsamında korunabilir. Çalışmada konu edilen davada, davacı Fiona Harvey, aşağıda belirtilen sebeplerle tanınma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür:

  1. Davacı Fiona Harvey’nin dizinin erkek başrol oyuncusu Richard Gadd’ı etiketleyerek herkesçe görünen ortamda attığı tweetin neredeyse aynısı dizide yayımlanmış ve bu tweet dava dosyasına girmiştir. Bu paylaşım sebebiyle dizinin hayranları, kısa bir sürede dizede gösterilen Martha karakterinin, Fiona Harvey olduğunu tespit etmiş ve kendisine karşı pek çok saldırgan mesajlar göndermiştir.
  2. Hem dizide sunulan Martha karakteri hem davacı Harvey, İskoç asıllı avukattır ve hem kurgu hem gerçek karakter Richard Gadd’dan 20 yaş büyüktür. Kurgu karakter Martha davacı Harvey ile görünüş olarak çok benzerdir ve dizi karakteri Martha'nın aksanı, konuşma şekli ve temposu Harvey'inkine ayırt edilemez bir biçimde benzemektedir.

Görüldüğü üzere düzenme kapsamında, bir kişinin sadece fotoğrafının değil, sesinin, adının ve hatta benzerliğinin onun izni olmadan kullanımı, tazminat hükümlerine sebebiyet vermektedir. Kişinin yetkisiz kullanımı geçekleştirene karşı, tazminat hükümlerinin uygulanması yönünden sahip olduğu seçimlik haklar ise, düzenleniş şekli itibari ile FSEK 68 kapsamında düzenlenen seçimlik haklara benzer nitelikte olarak değerlendirilebilir.

Çalışmanın bundan sonraki bölümünde, yukarıdaki bölümde, incelenen davada, kişilik hakları ihlal edildiği iddia edilen davacının, davasının dayanak noktalarından olan Right of Publicity benzeri bir müessesenin Türk Hukukunda uygulanabilirliğinin açıklanmasına yönelik olarak, FSEK kapsamında düzenlenen ve eser mahiyetinde korumanın kapsamı dışında kalan diğer hukuki koruma türleri incelenecektir. Bu yapılırken, FSEK (83-86) Maddelerinde düzenenlenen bu eser dışı hukuki koruma yöntemlerinde, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun hangi müesseseleri seçerek, nasıl bir gruplandırma yaptığı ele alınacaktır. Özellikle 86. maddede düzenlenen, “ kişinin resim ve portlerinin muvafati olmadan umuma arzının” yaptırıma bağlandığı madde detaylı bir biçimde incelenecektir.

California Civil Code-Division 4-Part 1-Title 2- Chapter 2-Article 3. Penal Damages & 3444

”…. veya kendisinin yetkisiz kullanım sonucu uğradığı gerçek zararlar ile yetkisiz kullanımdan elde edilen ve gerçek zararların hesaplanmasında hesaba katılmayan, kullanıma atfedilebilen herhangi bir kârdan hangisi daha büyükse ona eşit bir miktarda sorumlu olacaktır.” California Civil Code §3344 “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. Bu husus, izinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” FSEK MADDE 68

FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNUNDA ESER DIŞI KORUMA YOLLARI

Bilindiği üzere FSEK’dan kaynaklanan koruma eser ve hususiyet kavramları temeline kurulmuştur. 5846 sayılı yasa, kişinin eser niteliğindeki ürünlerinin kapsamı dışında yer alan bazı düşünsel ürünleri ve kişiliğini yansıtan bazı verileri çeşitli hükümler başlığı altında koruma altına almıştır. Kanun’un bunu yaparken faydalandığı hukuksal koruma yollarının iki gruba ayrıldığı söylenebilir. Bunlar haksız rekabet hükümlerine dayanan koruma ile kişilik hakkına dayanan koruma yollarıdır.

Haksız rekabet kapsamındaki korumayı incelediğimizde FSEK 83. Maddede eserin adının, 84. maddede ise bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimsenin, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını önleyebilme hakkına sahip olduğu görülmektedir.

FSEK kapsamında eser mahiyetinde sayılmayan diğer unsurlara yönelik ikinci hukiki koruma yöntemi olan kişilik hakkı kapsamında korumaya gelecek olursak, FSEK 86 kapsamında kişinin, vefat etmişse mirasçılarının onayı dışında resim ve portrelerinin umuma arzının yasaklanmış olması bu kapsamdadır. Aksi halde, Borçlar Kanununun 49’uncu ( Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkilerinde Sorumluluk) maddesi ile koşulları varsa, Türk Ceza Kanununun 134, (Özel Hayatın Gizliliğini İhlal), 139 (Şikâyet) ve 140 (Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması) ıncı maddeleri FSEK 86. Madde gereği uygulanabilmektedir. Kanun koyucu eser mahiyetinde olmasa bile, resimler ve portreleri eserle yakından ilişkili yaratılan ürünler olarak göz önüne almış, kişilik hakkının korunmasına ilişkin genel hükümlerin varlığına rağmen bu tür yaratımlar yoluyla kişilik hakkının özel bir biçimde korunması gereğini hissetmiştir. Doktrinde kişilik haklarına yönelik genel hükümlere tabi korumanın yanında böyle bir korumanın bulunması tartışmalı olarak değerlendirilmisine rağmen kanaatimizce düzenleme, kişinin resim portre ve dolayısıyla fotoğraflarına ek olarak onun hususiyetini taşıyan ve ticari olarak dönüştürelebilir olan diğer kişiliğine bağlı bazı maddi değerleri de korunabilir kılmak yönünden genişletilebilir. Günümüz dünyasında verinin ekonomik boyutu ve gücü düşünüldüğünde, kişiyi tanımlanabilir kılan ve gerek düşünsel, gerek maddi dünyada onunla ilişkilendirilebilir olan veriler bütünü, büyük ticari ürün ve faaliyetlerin oluşumunda kullanılabilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun; 03.10.1990 tarihli ve E.1990/4-275, K.1990/459 sayılı kararına göre kişinin resminin her ne şekilde olursa olsun izinsiz olarak yayınlanması, hukuka uygunluk sebepleri bulunmadıkça hukuka aykırıdır. Kişinin resminin, önüne gelen her türlü iletişim aracıyla ve ticari amaçla kullanılması ağır saldırı niteliğindedir. Yargıtaya konu olan bir olayda bir şirketle bir lansmanda fotoğraflarının paylaşılması için sözleşme imzalayan davacı şahsın, lansmanda çekilen görüntülerinin izni olmadan, bir ürüne ait internet sitesinde, “C.D. X-TRAGEL kullanıyor” başlığı altında paylaşılmıştır. Davacının fotoğraflarının kullanılmasının, FSEK kapsamında eser mahiyetinde olmasa bile korunacağı ve bu izinsiz ticari kullanım sebebiyle davacının fiili bir zararı olmamasına rağmen kendisinden izin alınsaydı elde edebileceği ticari kazançtan yoksun kaldığı için kişilik haklarının zedelenmesi sebebiyle, manevi tazminatın yanında maddi tazminat da talep edebileceğine hükmolunmuştur. Yargıtaya konu olan bu olay incelendiğinde, kişinin maddi ve manevi varlığının unsuru olan fotoğraf, resim ve portreler dışındaki verilerin de kişinin maddi bir zararı olmasa bile, muhatabın bu verileri kullanması sayesinde elde ettiği gelirden mahsur kalması sebebiyle tazmin edilmesinin FSEK kapsamında sağlanabilmesi, kanaatimizce yerinde bir düzenleme olarak değerlendirilmektedir.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kılıçoğlu, Ahmet, M.: “Eser Sayılmayan Fikri Ürünler ve Eserin Adı ve Alametleri Üzerindeki Haklar” “Bölge Adliye Mahkemesince davacının eser sahipliği bulunmadığından, FSEK 68. madde gereğince üç kat tazminatın talep edilemeyeceğini ancak davaya konu fotoğraf davacının kendi fotoğrafı olduğundan, FSEK 86/1 maddesi gereğince eser mahiyetinde olmasalar bile, kişinin fotoğrafı, resmi ve portresi, tasvir edilenin rızası alınmadan kullanılamayacağından, yine FSEK. 86/ll'ye göre davalı kullanımının da haber amaçlı kullanım değil, reklam amaçlı kullanım olduğu ve istisna kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla, davacının FSEK 86/3 maddesindeki atıf gereğince BK 49. maddesi gereğince tazminat talep edebileceği, İlk derece mahkemesince davacının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre, fotoğrafının kullanılması halinde talep edebileceği bedel üzerinden tazminat bedelinin belirlenmesinin yerinde olduğu gerekçesiye taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.”

11. Hukuk Dairesi   2021/4548 E.,  2022/8554 K.

Kılıçoğlu

Karaca, Umut, Osman.: Eser Niteli Taşımayan Resim ve Portrelerde Tasvir Edilen Kişiler Bakımından FSEK M.86 Hükmü İle Sağlanan Korumaya İlişkin Değerlendirme

SONUÇ

Dijitalleşmenin ve veri temelli ekonomilerin güç kazanmasıyla birlikte, kişisel veri ve benzerlik haklarının korunması, yalnızca kişisel mahremiyetin değil, aynı zamanda ekonomik hakların da bir uzantısı olarak değerlendirilmektedir. Kişisel verilerin ekonomik değeri, yalnızca veriyi elinde bulunduran kurumların değil, aynı zamanda bireylerin de bu değer zincirinden pay alması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, bir bireyin yüzü, sesi, silueti ya da diğer ayırt edici unsurlarının ticari amaçlarla kullanımı, "right of publicity" kapsamında korunabilir kılınabilir.

FSEK’in 83-86. maddeleri, kişilik haklarının ihlali ve haksız rekabet kapsamında, diğer kanunlara göndermeler yaparak eserin adının, kişinin fotoğraf ve portrelerinin izinsiz kullanımına yönelik olarak bir takım korumalar sağlamakla birlikte, gelişen teknoloji ve bilişim dünyasında, özellikle devasa medya hizmet sağlayıcılarının, veriyi ekonomik olarak değerlendirebilme gücü ve bunun karşısında bireyin korunması konusunda net düzenlemeler sunmamaktadır. Ancak, FSEK 83. madde ve devamındaki düzenlemeler, kişilik haklarının ihlaline dair genel bir koruma çerçevesi sunduğu için, kişinin benzerliğinin izinsiz kullanımı, dolaylı olarak buradaki düzenlemelerle ilişkilendirilebilir.

Bu bağlamda, bir bireyin görüntüsü veya ayırt edici özelliklerinin izinsiz şekilde ticari kullanımı, hem FSEK'in genel hükümleriyle hem de veri koruma hukuku (KVKK) kapsamında değerlendirilebilir. Özellikle, kişinin rızası olmadan benzerliğinin kullanılması durumunda, bu eylem hem kişilik haklarına saldırı teşkil edecek hem de ekonomik kazanç sağlanması halinde haksız rekabet ve ticari fayda elde etme gibi hukuki sorunlara yol açacaktır.

Sonuç olarak, FSEK’in mevcut hali, “benzerlik hakkı”nı doğrudan düzenlememekle birlikte, bu hakların korunmasına yönelik yorumlanabilir. İlgili düzenlemeler, kişilik hakları ve sanatçı hakları kapsamında genişletici bir yorumla ele alındığında, “kişinin benzerliği”nin kullanımıyla ilgili hak ihlalleri için de temel sağlayabilir. Bununla birlikte, özellikle veri temelli ekonomilerin gelişmesiyle birlikte, hem verinin ekonomik değeri hem de right of publicity gibi hakların korunması için FSEK’in açık düzenlemelere kavuşması bir gereklilik haline gelmektedir. Böylelikle, bireylerin kişisel haklarını ihlal etmeden, ekonomik kazanç elde eden yapılar için de adil ve dengeli bir hukuki altyapı sağlanabilir.

11. Hukuk Dairesi         2020/6447 E.  ,  2022/3748 K.:

“Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalılardan Rotaforma şirketi ile 07.04.2009 tarihli sözleşme imzaladığı, bu sözleşmeye göre davacının Xtragel isimli ürünün basın lansmanında yer almasının kararlaştırıldığı, davacının basın lansmanında yer aldığı, lansmanda çekilen görüntülerinin www.extragel.com isimli internet sitesinde Xtragel isimli ürünün tanıtımında CEYDA DÜVENCl X-TRAGEL KULANIYOR başlığı altında davacının isim, resim ve fotoğrafının kullanıldığının tespit olunduğu, FSEKin 86/1. maddesindeki eser mahiyetinde olmasalar bile tabirinden de anlaşıldığı üzere kişinin fotoğrafı, resmi ve portresi vs.nin FSEK anlamında eser olmasa bile korunacağı, davacıdan izin almaksızın X-tragel isimli ürünün reklam ve tanıtımlarında davacının fotoğrafı da eklenip davacının da bu ürünleri kullandığını belirterek davacının şöhretinden ve popülaritesinden faydalanıldığı, bu nedenle davacının FSEKin 86. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 24 vd. maddeleri gereğince kişilik haklarına tecavüz edildiği, davalılar arasında organik bağ olduğu, davalıların davacının fotoğraflarını ve ismini izinsiz olarak ticari amaçla kullanması şeklindeki eylemleri nedeniyle davacının fiili bir zararının oluşmadığı, ancak davacı fotoğraflarının ticari amaçla kullanılması için kendisinden izin alınsaydı elde edebileceği kazançtan yoksun kaldığı, manevi tazminat talebi dışında ayrıca maddi tazminat kapsamında yoksun kaldığı kazancı isteyebileceği, “